20 Şubat 2011 Pazar

Sideways




Sideways(2004):Alexander Payne yönetmenliğinde başrollerini Paul Giamatti,Thomas Haden Church,Virginia Madsen ve Alexander Payne'in paylaştığı bir komedi/drama filmi.Hikaye evlenme arifesinde olan çelişkilerle dolu Jack'in,evliliği yakın zamanda bitmiş yazar olma çabasındaki bir öğretmen olan Miles'ın şarap diyarlarına olan yolculuğuyla başlıyor.Ana karakter olan Miles bir şarap tutkunu.Filmin her yanında göze çarpan şarap ve bahçeleri yönetmenin muazzam kurguladığı sahnelerle yavaş yavaş içinize işliyor.Film izlenmeden önce kesinlikle güzel bir şarap kenarda tutulmalı,hele gece geç bir saatte izlerseniz arayışa düşme ihtimaliniz yüksek.
Paul Giamatti absürd komedilerin son dönemlerde bana göre en başarılı oyuncusu.Sideways'te de başarılı performansıyla göz dolduruyor.Tatil yerinde iki kadınla tanışan Jack ve Miles,kendilerini sunarken Jack'in boşboğazlığıyla türlü türlü yalanlara başvurup,gelişen olaylarla izleyiciye bir romantik komedi sunuyorlar.Paul Giamatti'nin canlandırdığı Miles,ayrılığa saplantısı ve yazarlıktaki başarısızlığının üzerinde yarattığı baskı ile bazı izleyicilerin kendilerinden parça bulabilecekleri bir karakter.
Özellikle Miles'in yavaş yavaş gönlünü kazanan Maya'da;eski eşinde mükemmel gördüğü özellikleri bulmaya başlaması ve saplantısının yavaş yavaş çözülmeye başlaması, filmin ilişkilerin özüne dair savını ortaya koyuyor.
Jack'in evlilik öncesi kaçamağı,evliliğe karşı içinde büyüyen korku,yalanların yükünü paylaşma çabası filmin içerdikleri arasında.
Film detaylarında tezatlar içermekte.İki dost karakterler,birbirlerinin neredeyse her yönde zıttı.Hayatın onları nasıl bir araya getirip neden bu kadar yakın yaptığı hakkında bir fikir edemeseniz de,olaylar dizisi iki zıt karakterin hareketleriyle oldukça komik bir hal alıp zaman zaman sizi gülümsetiyor.
Şarap diyarları ise,insanın alıp başını gidesi türden.Seçilen mekanlar,manzara cezbedici.Yalanlar üzerine kurulu olsada geçirdikleri tatil karakterlerin aklını başından alıp,şehirde geçirdikleri hayattan çıkma arzularını tetikliyor.
İnsanın ait olmadığı bir yerde,ait olmadığı bir karakterde geçirdiği kısa da olsa zevkli bir tatil ya da seyahatin;seçimlerimizin farklılığının yaratacağı paralel yaşamlarımızdaki bizlerin yerinde olma hissini verdiğini ortaya koyuyor.
En özgün senaryo dalında oskar kazanmış;klasik bir comedy/romance filmi olmaktan uzak bir kara mizah.Özellikle 1961 Cheval Blanc şarabı üzerine Miles tarafından yüklenen anlam.Ve filmin o metaforu parçalayıp,değişmekten çok bazı şeyleri aşabilen Miles'ı gözler önüne serişi ise filmin en muhteşem sahnesi.126 dakikada 126 haftayı görebileceksiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder